NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
مَهْدِيٌّ
حَدَّثَنَا
غَيْلَانُ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
مَعْبَدٍ
الزِّمَّانِيِّ
عَنْ أَبِي
قَتَادَةَ
بِهَذَا الْحَدِيثِ
زَادَ قَالَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ أَرَأَيْتَ
صَوْمَ
يَوْمِ
الِاثْنَيْنِ
وَيَوْمِ
الْخَمِيسِ
قَالَ فِيهِ
وُلِدْتُ
وَفِيهِ أُنْزِلَ
عَلَيَّ
الْقُرْآنُ
Musa b. İsmail, Mehdî'den,
Mehdi, Ğaylân'dan öaylân Abdullah b. Ma'bed ez-Zimmânî'den, o da Ebu Katâde
(r.a.)'den bu (yukarıdaki 2425.) hadisi rivayet etmişlerdir. Musa b. İsmail,
rivayetinde şunları da ilave etmiştir: Ömer
(r.a.):
Yâ Rasûlallah! Pazartesi
ve Perşembe günlerinin oruçlarını iyi görür müsün? (bu günlerin oruçlarına ne
dersin?), diye sordu.Nebi (s.a.v.);
"Ben o (pazartesi)
gün de doğdum, ve Kur'an-ı Kerim bana o günde indirildi," buyurdu.
İzah:
Müslim, siyam; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, IV, 293.
Bu hadis bir önceki
hadisin farklı bir rivayetidir.Ebû Dâvud
hadisi üç ayrı üstaddan dinlemiştir.Bunlar Süleyman b. Harb, Müsedded ve Musa
b. İsmail'dir. Bundan evvelki hadis Süleyman b. Harb ve Müsedded'in rivayetleri
idi. Bu üzerinde durduğumuz ise, Musa b. İsmail'in rivayetidir. Musa'nın
rivayetinde diğerlerinin rivayetlerinde olmayan bir bölüm bulunduğu için
musannif bu rivayeti ayrı bir hadis olarak kitabına almıştır. Bu fazlalık Hz.
Ömer'in pazartesi ve Perşembe günleri hakkındaki sorusu ve Rasûlullah'ın
cevabından oluşmaktadır.
Hz. Peygamber Ömer'in
pazartesi ve perşembe günlerinin oruçları konusundaki sorusuna, "Ben o
günde doğdum ve Kur'an bana o günde indirildi" cevabını vermiştir. Bu, söz
konusu günün kutsiyeti ve ibâdet edilmeye ne kadar lâyık olduğuna işaret
içindir. Çünkü Allah (c.c.) bu günde kullarına iki büyük nimet ihsan etmiştir.
Birisi âlemlere rahmet olan Hz. Peygamber, diğeri de insanlığın hayat düsturu
olan Kur'ân-ı Kerimedir. Hz. Peygamber doğrudan doğruya, "evet o günlerde
oruç iyidir,' buyurmayıp, pazartesi gününün önemine işaretle o gündeki ibâdetin
ehemmiyetini daha beliğ bir şekilde ifâde etmiştir.
Hadiste Efendimiz
"ben o günde doğdum..." buyurmuştur. O gün pazartesi günüdür. Çünkü
buna işaret eden bir çok sahih hadis vardır. Halbuki soruda pazartesi ve
perşembenin müştereken zikredildiği görülmektedir. Bu durumda Hz. Ömer iki
günün orucunu sormuş Rasûlullah ise, sadece günün birinden bahsetmiş
olmaktadır. Bu da pek uygun bir şey değildir. Onun için âlimler, bu hadisteki
"perşembe günü"nün zikrini vehm olarak telakki etmişlerdir. Yani
hadisin aslında Hz. Ömer'in sorusu sadece pazartesi günü ile ilgili idi,
râvilerden birisinin vehmi olarak perşembe de zikredildi" demişlerdir.
Nitekim Sahih-i Müslim'deki Züheyr b. Harb, Abdurrahman b. Mehdi, Mehdi b.
Meymûn, Ceylân, Abdullah b. Ma'bed ez-Zimmânî, Ebu Katâde senediyle gelen
rivayet: "Rasûlullah (s.a.v.)'e pazartesi gününün orucu soruldu o da;
"Ben o günde doğdum, ve bana o günde inzal edildi buyurdu" şeklindedir.
Yine Müslim'de aynı konudaki uzunca bir hadisin sonuna "bu hadisin
Şu'be'den gelen rivayetinde, Şu'-be, "pazartesi ve perşembe günleri oruç
tutmanın hükmü de soruldu" dedi. Ama biz perşembenin zikrini bir vehm
olarak gördüğümüz için, bu bölümü hadisin içine almadık" denilmektedir.
Bu ifadelerden
anlaşılıyor ki, rivayetin aslı sadece pazartesi gününün orucuna ait olan soru
ve cevabı ihtiva etmektedir. Perşembe bir vehm olarak sonradan metne girmiştir.
Fakat pazartesi ve perşembe günlerinde tutulan orucun faziletine dair Üsame b.
Zeyd'in rivayet ettiği ayrı bir hadis vardır. 2436 numarada gelecek olan o
hadiste, bu günlerdeki orucun önemine sebeb olarak kulların amellerinin Allah'a
pazartesi ve perşembe günleri arz edildiği gösterilmektedir.